Perşembe, Haziran 29, 2006
Halas Basatemur dan Tacettin Ataman anisi
Bizim Orta III de math hocamizdi.Hatta diploma toreninde diplomami
o verdiydi, o kadar hoca ichinde kura ona chikti, napalim...
Bir gun aptalca bir shey sordum.Laf olsun diye.
-Hocam, gok kushaginin altindan gechen sopranolar tenor mu olur?
Kah Kah Kah..... guldu, sinif pek gulmeyince de
--Halas kizim chok ince bir espri yapti anlamadiniz galiba dedi..
Biz Liseye bashlayinca yoktu, noldu bilmem, ama kizini da
hatirliyorum..yshe mi idi adi?
 
posted by Turkish Digest at 05:22 | Permalink | 0 comments
Olcay Ayanlar - Batuman' dan anilar
Ben J subesindeydim. Lise boyunca simdi anlatabilecegim enteresan sey yapmadim, okulu pek sevmedim.
Maalesef cok ders calisirdim- ve belki inanmazsin- sanki calisip universiteye giremezsem sonsuza kadar TED'de kalmak tehlikesi bana gercek gelirdi. Ben ilk okuldan lise ye kadar TED deydim. Ilk okul enteresandi hic olmazsa ingilizce, okuma ve aritmetik ogrendik. Fakat butun egitim yillari cok violent geldi bana. Etrafimda dayak ve ceza beni cok rahatsiz etti, dolayisi ile hic haylazlik yapmadim ve butun hocalardan gicik kaptim-especially muavin'ler-, 2 exceptions. I liked Mr. Browning and I lived next door to Mr. Reynolds who gave me a ride home frequently, cok komik hikayeler anlatirdi, o kadar. Maalesef kopya da cekmedim.
Makyajsiz matematikciyi hatirlar gibiyim galiba adi R (retting?) ile basliyordu ama unutmusum. Bize Fraizer ve Hadi bey math okuttu, and the idiot who taught physics is well known. Ustune ustelik I was not a popular girl AT ALL!, I was always suffering from one heartbrake or another it was really awful. I had nice friends.

Halil Zoral: Bu Math Dept. Chief Ms. Rattee olmali, ben ... ttee'sini hatirlamistim R....'si de senden geldi.
Senin Kolej yillarini adeta bir kabus gibi hatirlamana üzüldüm, halbuki benim en eglenceli yillarim oldu bu yillar, oturup yazsam neredeyse bir kitap olur.
 
posted by Turkish Digest at 04:53 | Permalink | 0 comments
Selale Savas'tan Tacettin anisi
Orta II'de Tacettin diye biri
matamatik hocamiz olmustu. Matematik
yerine o senenin curriculum'unda olmayan trigonometri ogretmeye
calismisti. Soyadi aklimda degil, iri yari bir adamdi, hatirlayan
varmi? O adama da yapmadigimiz kalmamisti. Kursu iskemlesini
tebesirle cizerdik, bu da her seferinde bakmadan oturur, tabii kalktiginda
poposunda shemalar filan. Adami sinifta hic kimse dinlemezdi, zaten
ya isinden atildi yada kendi dayanamadi cikti.
 
posted by Turkish Digest at 04:42 | Permalink | 0 comments
Kanad Korgan'dan Sharpton anisi
Evet Sharpton benim de hayran oldugum zenci bir hocamdi, o
devirlerde "To Sir With Love" diye bir film izlemistik, Sharpton'in
dersinde Lulu'nun soyledigi sarkiyi Sharpton'in gozunun icine baka
baka soylerdik, cok utanirdi... Sonra kacakci diye kovuldu ama cok
guzel giyinirdi, duzineyle takim elbisesi vardi... Jilet gibi
adamdi valla bakmaya doyamazdik...
 
posted by Turkish Digest at 04:41 | Permalink | 0 comments
Meltem Birkegren'den Sharpton anisi
Behice Sharpton'un kiyafetinden soz etmis, gercekten de her derse gelisinde acep bugun ne giyecek diye beklerdik. Sene sonunda sinifta Sharpton icin bir goodbye partisi yaptiydik. O partiye benim bir portable plak calicim vardi onu getirmistim ve hic unutmuyorum Jefferson Airplane'in "Somebody to love" calarken ben Sharpton'u dansa davet ettiydim ve birlikte o zamanlar moda dans olan "jerk" yaptiydik.. Adam acaip guzel kilikli oldugu gibi muthis de dans ediyordu. Gectigimiz senelerde arastirip bir numara bulduydum ama aradim aradim kimse cikmadi sonra da numarayi kaybettim. Yine arastirmam gerek, eger hayattaysa bir merhaba demek icin...
 
posted by Turkish Digest at 04:33 | Permalink | 0 comments
Behice Kutlay anisi
Mr Sharpton saniyorum lise birde birinci
donem geldi.Herkese yazililar zayif olmasina ragmen gecer not verip
ikinci donem gelmedi.Ikinci donem Mr Hannah geldi.Misirli, iri yari
bir tip.Notlar felaket.Hepsi birin alti.Birinci donem sans eseri
kurtarmama ragmen butunlemeye kaldim.O zaman cebir, geometri diye
ayriliyor muydu?Onu tam hatirlayamiyorum.Mr Sharpton cebire
gelmisti .Butun sinifin kizlari hayrandi giyimine..
 
posted by Turkish Digest at 04:31 | Permalink | 0 comments
Halil Zoral'dan bir ani
Sene 1963 Ortaokuldan Liseye uçtuk.
Bir seçmeli ders seçilmeli; Almanca, Fransizca, Resim, Müzik(?).
Resim kabiliyeti sifir bile degil, eksilerde.
Hadi ikinci bir dil ögrenelim, Almanca.
O da ne? , bizim the yerine, die-der-das.
Yaa kim ugrasacak bununla, hem kelime hem artikel.
Bu is bize göre degil, ama mecburen Lise 2 sonuna kadar geldik.
Nasil?
Isitme özürlü Almanca Hocamiz Leman Hanim sayesinde tabii..
Yazilida kopya, sözlüde kopya..
Sözlüde kopya olur mu demeyin bal gibi olur.
Tabii Hoca isitme özürlü ise.
Lise 2 sonunda bizleri aldi bir telas.
Lise 3 bitirme sinavlarinda ne yapacagiz?
Çare?
Var.
Resim dersini seçenler Lise 3 de hiç resim yapmayip Sanat Tarihi okuyorlar.
Almanca'dan Resim'e nasil geçilir?
Özel kabiliyet imtihaniyla, isteyenlere resim yaptiriyorlar sinavla.
Bu sinav nasil geçilir eksi resim kabiliyetiyle?
Kapçik Hasan'a kalem tutan bir el resmi yaptirilir, adeta sanat eseri, Gömlegin iki üç dügmesi çözülerek resim içeriye alinir.
Peki Hocalar suradaki saksiyi çizin deseler ne yapacagiz.
Gayet basit ve de çaresiz; Hocam içimden böyle geldi, takdir sizindir deyip çikacagim.
Derken sinava girdik, hocalar ne dediler dersiniz?
Çocuklar içinizden ne geliyorsa onun resmini yapin.
Haaayt, Bingooo, bari ekmegime bir de tereyagi sürseydiniz..
Biraz vakit geçirip gömlegin içinden resmi çekip verdim.
`Oglum madem bu kadar kabiliyetliydin, niye resmi seçmemistin', dediler.
Ben de büyük bir tevazu ile; `Hocam istikbalimiz için biraz da Almanca ögrenmek gerekliydi' demistim.
 
posted by Turkish Digest at 04:24 | Permalink | 0 comments
Salı, Haziran 27, 2006
Mine Besorak- Hayal ve Hocalar
Hocalar ve Hayal!!

Ben ilkokul bes'de girdim Kolej'e Ayse Abla'dan sinav ile gectim yil
1961.. anamin elini tutup bu kocaman okula titrek gittim.. bahcede bir kenarda beklettiler bizi, siniflar siralar halinde baslarinda ögretmenleri... bayrak merasimi yapildi, herkes sinifina girdi sonra biz disarliklilara geldi sira... Volkan Bozkir, Mehmet Akat, hani bir bacagi kesik Ayse vardi o rahmetli ve ben... 5-B'ye düstük (yanilmiyorumdur umarim) iceri götürdüler.. topuzlu bir kadina emniyet ettiler.. "ögretmeniniz" diyerek. Gülmeyen sinirli bakisli kadin bize yer gösterdi.. Yasar Bakirada'nin yanin Oturdum..
ögretmen "acin avucunuzu" diye gürledi.. biz alismisiz Ayse Abla'da sekerlere iltifatlara, sandim burada da aynisi devam edecek, aptal gibi actim avucumu.. o da ne hatun elde tahta cetvel her avuca bir tane indiriyor. Tabii ben de nasibimi aldim.. aldim almasina ama sordum da niye yedigimi bu cetveli... sinif merasimde dogru durmamis..
Cetvelli kadin= Rahime Önder... bu ismi bugüne kadar silemedim kin bellegimden..

Hayal'e gelince....
Sonbahar 66, son sinif, kapi yaninda ilk sirada Gülbin Paksüt'ün yaninda oturuyorum.. ders sanat tarihi..ilk kez görecegiz hocayi..
yeni geldi demislerdi meraktayiz... kapi acildi kipkirmizi bir tayyör yakasi siyah kadife, ufacik boylu kara kisa sacli, dikdörtgen gözlüklü teni de kapkara bir hatun girdi... benden bir "kirrrt" sesi ve devam (aklim sira usulcacik!) "esmere al bagla gec karsisina agla.." bana atfedilen bakislari anlatmaya gerek var mi bilmem... bu cok sevdigim dersi burnumdan getirdi kendi cenem...

Hangi siniftaydi hatirlayamiyorum, gitar calan amerikan ezgilerini söyleyen bir ögretmen vardi uzun sacli,hos bir amerikali.. ms veya mrs. Bartlett diye bir isim geliyor aklima...
hafizam tam gri hücrelerle dolmush..
Necibe Kocabas ve Hacer Özmen'li anilarimi ileride anlatayim müsaadenizle...
 
posted by Turkish Digest at 22:45 | Permalink | 0 comments
Halil Zoral'dan Hayal Mumcu anisi (2)
EPISODE NO.2

Sene 1967, Sanat Tarihi yazili sinavi, sinifta 7 kisi aldigi icin sinav 15:30 dan sonra,yani seyircisiz oynanan maclar gibi.
Senaryoyu yazan Halil Zoral, basrol oyuncusu gene Halil Zoral, yardimci oyuncular diger 6 kisi; durun bitmedi, 7 yardimci oyuncu daha, ama onlar sinifin disinda.
Oyun basliyor Hoca Hayel Mumcu(rol geregi degil sahiden Hoca, biraz toy da olsa).
Sorular tahtaya yaziliyor, Halil sorulari yazarak Tarih kitabinin arasina koyuyor.
Tik tik tik kapi caliniyor, ve cok masumane bir kiz , `Hocam kitaplarimi unutmusum alabilirmiyim' diyor, ben de hemen yardimci oluyorum tarih kitabini vererek.
Simdi sorular disarida, icerideki 7 kisi icin ayarlanmis disaridaki
7 kisi cevap kagitlarini dolduruyorlar. Tamam sinyali geliyor, ikinci perde basliyor.
Birtakim talebeler kapiya vuruyorlar, gurultu yapiyorlar, taciz ediyorlar.

Halil Hocayi ikaz ediyor, gurultuden kafamiz karisiyor diye.
Taciz devam ediyor, Halil dayanamiyor:?))Kapiyi acip disari cikiyor, `Yahu arkadaslar utanmiyormusunuz biz burada sinav oluyoruz' filan derken disarida hazirlanan 7 sinav cevap kagidini alarak iceri giriyor.
Plan devam ediyor, kalkip bu 7 kagidi dagitacak halim yok herhalde Hocayi bir sekilde disari cikartmak gerekiyor.
Senaryo geregi gurultu ve tacizler devam ediyor. Hoca da sikintili.
Bu arada Halil Hocaya bir oneride bulunuyor, doldurusa getiriyor,.
`Hocam bunlar laftan anlamazlar, siz simdi cikin sizleri disiplin kuruluna verecegim deyin burada bir kisi kalmaz' diyor.
Zavalli tecrubesiz hoca oltaya takiliyor ve disariya cikip o uyariyi yaparken ben derhal o 7 kagidi kursuye koyuyorum. Hoca iceriye girerken , sinavi bitiren 7 kisi de disari cikiyor.
Hoca bir dumen oldugunu sezinliyor ama pek bir sey de yapamiyor, zaten disaridakilere
10 luk degil 6-7 lik cevaplar vermeleri tembihlenmistir.
Bu olay ayniyle vakidir.
 
posted by Turkish Digest at 22:18 | Permalink | 0 comments
Gulay Berryman/Sezgi Toruner Halluma anilari
Gulay:
Halluma nezle olanlara zorla amonyak koklatirdi !!!!

Sezgi:

Gulay hanim,Gulay hanim!!
Halluma nezle olanlara degil,labratuarda seninle benim gibi,ders dinlemektense konusmayi tercih edenlere, yanlarina giderek o amonyagi burunlarina tutar zorla icimize cektirtirdi!:-)))

p.s.
Galiba 1981-82 gibi rahmetli oldu.En son 1979 da Datca Aktur'da gormustum.

Gulay:
Rahmetli ne sadik hocaymis, bak bunu unutmusum:)))

Ama Hayal Mumcu'nun derslerini asip (carsamba ogleden sonra) sinemaya gittigimizi hatirliyorum.

Hilmi Bozcaadali ile Ben Hayal Mumcu yuzunden disipline cikmistik. Bir keresinde kavun yerken yakaladi - yakalandigimizi gorunce ona da ikram ettik ama yumusatamadik. Kavunu bir ucuncu sahis getirmisti ama ismini hatirlamiyorum. Ikinci defa arkada kagit oynuyorduk - bir de baktik bizi seyrediyor!!!! Butun bunlar asagi katta bize slide gosterdigi salonda olmustu. Kadincagiza az cektirmedik...
 
posted by Turkish Digest at 22:01 | Permalink | 0 comments
Halas Basatemur dan
Orta II. Din dersi optional. Sinifin yarisi aliyor, yarisi almiyor.
Hadi dedim, ish olsun bende aldim. Hoca son final imtihanini yapacak.
Sinifta dersi almayanlar sag tarafa almayanlar sol tarafa oturtuldu. Kagit, kalem hazir. Ben din kitabini Ayshe diye bir arkadasha verdim. Benim adima bi guzel sorulara cevap verip, imtihan kagidini doldurup hazirlicak ve son anda kargalshaliktan istifade ben ondan kagidi alip hocaya vericem, simple mi simple.
Doable mi doable..
Imtihan bashladi, essay, 10 tane soru var, Hz. Muhammed'in hayati, savashlari, dualar hakkinda filan.
Ben kitap acmamishim. Ama bi sheyler yazmak lazim. Ne yaziyim ne yziyim da hoca beni meshgul gorsun, tuttum bir gun evvelki Galatasaray fenerbahce machini anlattim, yorumlarimla birliklte, metin gole gidiyor, 18 e daldi.
Kuchuk Ali, Buyuk Ali, Lefter. Arttik ne sachmalamak gerekliyse sachmaladim. Iki sayfa doldurdum. Zil chalmak uzere, Ayshe ile yaklashim planlari kuruyorum, kagidi alayim diye. Ayshe bi isharet chakti "Tamam" diye. Yavashca pozisyonumu aldim. Hoca kagitlari onden toplamaya bashlayacak diye bekliyorum, hatun grelip once benim elimdeki kagidi sokup almasin mi? Childiricam, "hocam adimi yazmadim galiba, geri verin de yazayim" numaralari, i-ih sokmedi, kadin bakti yazmishin yazmishin dedi. Aldi gitti. Bayilicam, ogretmenler odasina koshup acaba kagidi degishtirabilirmiyim. Olacak shey degil. Ertesi ders hoca geldi, "sen delimisin nesin kizim' dedi.'Hocam chalishmamistim, bosh kagit vermeyeyim dedim. N'olur bana bir hak daha taniyin 'dedim, tanidi hatuncuk, da 5 alip gechtim.
Yaaa ishte boyle.
 
posted by Turkish Digest at 21:56 | Permalink | 0 comments
Halas Basatemur dan Mr Thomas anisi
Lise II de (oglanlarla karishmadan bir yil evvel) Mr. Thomas diye yuzu kirmizi, ceketinin kollari deri ile yamali, hep tweed veya herringbone ceketler, fitilli ordek boku rengi pantolonlar giyen bi adamcagiz. Heyecenla Shakespeare'i anlatir, dinleyen kim, sinifta bir curcuna, kizlar haykira haykira, kahkahalar girla. Adamcaaz bir an durdu, bekledi, bekledi, o Ingiliz sabri ile, sanki stone wall mubarek. Sonra yavashca tahtaya gitti, tebeshiri aldi ve de "HER VOICE WAS GENTLE AND SOFT, WHAT AN EXCELLENT QUALITY IN A YOUNG LADY!"
diye yazdi, gechip yerine oturdu. Bizler de chit yok. Nasil mahcup olumushuz o bichim. Dayak atsa boyle tam yerinden vurmazdi.
Hich unutmam bu olayi.
 
posted by Turkish Digest at 21:54 | Permalink | 0 comments
Selale Savas dan bir ani
Belki cogunuz biliyorsunuzdur, annem Nermin Yasaroglu ben 64 senesinde mezun olana kadar kolejde sanat tarihi hocasiydi. Bu arada son sene benimde hocam oldu. Sorulari hep gizli tutardi, onun icin bende bilmezdim. Fakat her yazili imtihandan sonra, yanliz benim sinifin (6B) degil, annemin gittigi diger siniflarinda haylazlari imtihan kagidini yenilerler ve bende evde binbir macerayla kagitlari degistirirdim. Bu isten benim hicbir cikarim olmazdi ama sadece o yakalanabilme heyecanini yasamak icin yapardim. Soyleki, annem kagitlara not vermeye basladiginda, ben aa bakim, su ne yazmis, bu ne yazmis diyip, annem bakmazken, kagitlari yanimdaki defterin icine koyar, hemen odama gidip o kagitlari yenilerinle degistirip, hic bir sey olmuyormus gibi geri gelip digerlerinin arasina sokustururdum.
Seneler sonra bizim siniftan biri (Ali Kakici) annemle bir yerde karsilastiginda anneme sanat tarihinden Selale sayesinde gectik gibi laflar etmis. Annem tabii cok bozulmus, bana dogrumu, boyle bir seyi nasil yaparsin? dediginde ben tabii hemen inkar ettim. Hala bilmez.
Sonra birde baska bir olayda annemin sayesinde Cezmi beyden nasil ihtar aldigimi yazarim.
 
posted by Turkish Digest at 21:53 | Permalink | 0 comments
Nuran Kostak'tan bir ani
Ben kolejde 11 sene okudum... Baska okul bilmem yani....Hic dayak yemedim,yanimda da kimse dovulmedi... Ama bence en kotu davranis bicimi sadece dayak degildir...Bazi ogretmenlerimizin son derece asagilayici tavirlari vardi...Simdilerde, bizim masterli ve doktorali cocuklarimiz buna "insulting behaviours"
diyorlar...Aslinda ogretmenlerimizin kendi rahatsizliklarini ortaya koyan davranis bicimleri...Ne yapsinlar onlarda insan diyecegim ama ogretmenin normal insandan cok daha fazla sorumlulugu var...

Bir ogretmen cocugu rezilde edebilir, vezir de.....

Biz sansliyiz ki ogretmenlerimizin cogu sagduyulu ve sevgili insanlardi....

Hayal Mumcu, 1944 ya da 45 dogumlu, Izmir Amerikan Koleji, daha sonra Ankara D.TC.F. sanat Tarihi bolumu mezunu...Kiz kardesi Asil Mumcu ablasinin universiteye Ankara'ya gelmesi ile TED'e transfer oldu...Lise 1 'e... Cok elim bir sekilde de 68 senesinde babasi ile birlikte Izmir-Ankara arasinda gecirdikleri trafik kazasinda vefat etti...69 mezunlarinin Asil'i hatirlamasi lazim.....

Lise 2 deki sanat tarihi ogretmenimiz(65-66 ders yili) Amerikaya gitmek uzere okuldan ayrilinca okul ing. bilen Sanat Tarihi ogretmeni arayisina girmis ve tek aday olan Hayal Mumcu'yu derhal ise almisti...Hayal Mumcu 66-67 senesinde okulun hit ogretmeni olmustu...Neden mi... Disiplin Kuruluna verdigi ogrenci sayisinin coklugundan...

Bende onun disiplin kuruluna gonderdigi cesitli gruplarin arasina girmis biriyim...Disipline verilme sebebimiz derste aycekirdegi yemek...bizim grup 6 kisiydi...Grubumuzun sozcusu olarak disiplin kurulu baskani Sacide Cuburi'ye itiraz ettim... Her toplantinizda Hayal hanimin kurbanlarini yargiliyor ve cezalandiriyorsunuz,Hayal hanimin bunda bir sucu olamaz mi dedigimde, Sacide hanim," Nuran sen sevdigim bir ogrencimsin... Soylediginde haklisin ama eger size ceza vermezsek Hayal hanimi cezalandirmak gerekir ki su anda okulumuzun ogretmensiz kalmaya tahammulu yok" dedi ve hepimize ihtar verdiler...ama hareket notumuzu dusurmediler..

Sanat tarihi ilk karneme "3" (tum sinif) ikinci karne" 5"
geldi...Sene sonu sinavinda ise "6" alabildim...Ama isin en acikli tarafi Hayal hanimdan dogrudurust bir not alamama ragmen,bu gune kadar tum kilise ve camilerin tezyinatlarini, yapilis yillarini, cam, agac, hali, kilim, seramik calismalarini merak ve sevgi ile takip ettim...

Sene 1982 Izmir'de bir cimnastik salonunda yere sirtustu uzanmis ayaklar havada egzersiz yaparken yanimda yatan kadina dikkatlice bakinca ne goreyim... Hayal Mumcu yerde 2.80 yatiyor....

Once direndi ama sonra bir bir agzindan lafi aldim...Kolej anilari onun icinde hic icacici degilmis...Daha sonra Ege universitesine okutman olarak gelmis...O yillario da agzini burnunu bukerek anlatti...En sonunda egitimciligi sevmedigine karar vermis ve istifa etmis....

2 oglu olmus buyuk oglu benim oglumla sinif arkadasi cikti...(70)
dogumlu..

Ankara Kolejlileri katiyen ve ozellikle sevmiyor...Ankara onun icin her sekilde kotu bir deneyim olmus besbelli...


En son olarakta ona dair bir ders animi anlatayim...

Hafta sonlarindan birinde Betul Cigir Modern diskoya gitmis ve orada Hayal Mumcu'ya rastlamis... Hayal hanim erkek arkadasi ile close dansediyormus....

Sali gunku derste Hayal hanim sinifa girdi ve girergirmez otorite kurmak icin feryat figan bagirmaya basladi... Laflardan birsi de Betul'e denk geldi...

Betul bir hisim ayaga kalkti (cok uzun boyludur) ve Hayal hanima hitaben...

"Sen bize bagiracagina kendi davranislarina bak ipin gulu" dedi...

Hayal hanim aglayarak siniftan cikti ve gitti...

Hala ipin gulu ne demek tam olarak bilmem ama orta mali demem gerektiginde kullanirim...
 
posted by Turkish Digest at 21:50 | Permalink | 0 comments
Halas Basatemur dan Reynolds anisi
Reynolds Kolejden Eylul 1970 yilinda ayrildi.
Son Koleje geldigi gun (Eylul 3) niye geldi biliyormusun? Haaa bak soyliyim onu da .
Beni biyoloji hocaligi icin interview etmeye geldi. Rahmetli Kivilcim Hanim'in ofisinde. Bana Fotosentezin ne oldugunu sordu. Baska da bir sey sormadan ise aldilar. Hem de ben onu replace ettigim icin, biyoloji sefi oldum..24 yasinda, karsimda beni takmayan, yuzu sivilceli, testesteron ile zahirlenmis bir suru erkek ogrenci ile. Ne guzel yillardi onlar. Hele Nuran Agirnasli'nin kardesi Murat Agirnasli, onu hic unutamam.
 
posted by Turkish Digest at 20:24 | Permalink | 0 comments