Perşembe, Haziran 29, 2006
Halil Zoral'dan bir ani
Sene 1963 Ortaokuldan Liseye uçtuk.
Bir seçmeli ders seçilmeli; Almanca, Fransizca, Resim, Müzik(?).
Resim kabiliyeti sifir bile degil, eksilerde.
Hadi ikinci bir dil ögrenelim, Almanca.
O da ne? , bizim the yerine, die-der-das.
Yaa kim ugrasacak bununla, hem kelime hem artikel.
Bu is bize göre degil, ama mecburen Lise 2 sonuna kadar geldik.
Nasil?
Isitme özürlü Almanca Hocamiz Leman Hanim sayesinde tabii..
Yazilida kopya, sözlüde kopya..
Sözlüde kopya olur mu demeyin bal gibi olur.
Tabii Hoca isitme özürlü ise.
Lise 2 sonunda bizleri aldi bir telas.
Lise 3 bitirme sinavlarinda ne yapacagiz?
Çare?
Var.
Resim dersini seçenler Lise 3 de hiç resim yapmayip Sanat Tarihi okuyorlar.
Almanca'dan Resim'e nasil geçilir?
Özel kabiliyet imtihaniyla, isteyenlere resim yaptiriyorlar sinavla.
Bu sinav nasil geçilir eksi resim kabiliyetiyle?
Kapçik Hasan'a kalem tutan bir el resmi yaptirilir, adeta sanat eseri, Gömlegin iki üç dügmesi çözülerek resim içeriye alinir.
Peki Hocalar suradaki saksiyi çizin deseler ne yapacagiz.
Gayet basit ve de çaresiz; Hocam içimden böyle geldi, takdir sizindir deyip çikacagim.
Derken sinava girdik, hocalar ne dediler dersiniz?
Çocuklar içinizden ne geliyorsa onun resmini yapin.
Haaayt, Bingooo, bari ekmegime bir de tereyagi sürseydiniz..
Biraz vakit geçirip gömlegin içinden resmi çekip verdim.
`Oglum madem bu kadar kabiliyetliydin, niye resmi seçmemistin', dediler.
Ben de büyük bir tevazu ile; `Hocam istikbalimiz için biraz da Almanca ögrenmek gerekliydi' demistim.
 
posted by Turkish Digest at 04:24 | Permalink |


0 Comments: